Daha önce İngilizce bağlaçlar konu başlığı altında so bağlacını ele almıştık. Bu defa ise, konuyu pekiştirmek amacıyla so ile ilgili cümleler hazırladık. So kelimesi karşımıza pek çok görevde çıkabiliyor. Zarf olarak, isim olarak ya da bağlaç olarak cümle içinde karşımıza çıkması mümkün. Ancak, biz bu yazımızda so sözcüğünü bağlaç görevinde ele alacağız. Dolayısıyla, so ile ilgili örnek cümlelerimizde de so kelimesini bağlaç görevinde göreceksiniz. Hazırsanız, cümlelerimize bakalım!

  1. It was still painful, so I went to see a doctor. / Hala ağrıyordu, bu yüzden bir doktora gittim.
  2. I was tired so I went to bed. / Yorgundum bu yüzden yatağa gittim.
  3. David had some money so he bought a bike. / David’in biraz parası vardı, bu yüzden bir bisiklet aldı.
  4. James had a bad cold, so I took him to the doctor. / James kötü üşütmüştü, bu yüzden onu doktora götürdüm.
  5. We got here late. It was a long journey, so we’re really tired now. / Buraya geç vardık. Uzun bir yolculuktu, bu yüzden şu an gerçekten yorgunuz.
  6. It was open, so I came in. / Açıktı, bu yüzden ben de içeri girdim.
  7. My mother couldn’t sleep, so she decided to get up and fix breakfast. / Annem uyuyamadı, bu yüzden kalkıp kahvaltı hazırlamaya karar verdi.
  8. The crowd had disappeared, so they turned toward the only hotel in town. / Kalabalık ortadan kaybolmuştu, bu yüzden şehirdeki tek otele yöneldiler.
  9. The smoke proved to be too much for Diana and three other girls, so they decided to walk each other home. / Duman Diana ve diğer üç kız için çok fazlaydı, bu yüzden birlikte eve yürümeye karar verdiler.
  10. Getting upset about the last night’s unfortunate event wasn’t going to change anything, so she went out with her friends to blow off her steam. / Dün geceki talihsiz olaya üzülmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecekti, bu yüzden stresini atmak için arkadaşlarıyla dışarı çıktı.

So ile İlgili Cümleler

  1. The door was open, so Goldilocks went inside. / Kapı açıktı, bu yüzden Goldilocks içeri girdi.
  2. It was cold, so we lit a fire. / Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.
  3. She was sick, so she couldn’t come. / Hastaydı, bu yüzden gelemedi.
  4. Lily is very smart, so everybody likes her. / Lily çok zekidir, bu yüzden herkes onu sever.
  5. It’s raining, so we should stay at home. / Yağmur yağıyor, bu yüzden evde kalmalıyız.
  6. That box is very heavy, so she can’t carry it. / O kutu çok ağır, bu yüzden onu taşıyamıyor.
  7. I had enough time, so I didn’t need to hurry. / Yeterli zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
  8. We had some free time, so we wandered around town. / Biraz boş zamanımız vardı, bu yüzden şehri dolaştık.
  9. I’m hungry, so I’m going to get something to eat. / Acıktım, bu yüzden yiyecek bir şeyler alacağım.
  10. He didn’t want to catch a cold, so he didn’t go skiing. / Üşütmek istemedi, bu yüzden kayak yapmaya gitmedi.

Örnek Cümleler

  1. He didn’t have any money, so he couldn’t go with us. / Hiç parası yoktu, bu yüzden bizimle gidemedi.
  2. I didn’t do well on the test so my parents chewed me out. / Sınavda başarılı olamadım bu yüzden ailem bana fırça attı.
  3. She missed the last train, so she had to walk all the way home. / Son treni kaçırdı, bu yüzden eve kadar yürümek zorunda kaldı.
  4. He stole a lot of money from her, so now he is in prison. / Ondan çok para çaldı, bu yüzden şimdi hapiste.
  5. Last night was very hot and muggy, so I didn’t sleep so well. / Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı, bu yüzden pek iyi uyuyamadım.
  6. I’m a vegetarian, so I’d rather not have meat, if that’s okay. / Ben vejeteryanım, bu yüzden sorun olmazsa et yememeyi tercih ederim.
  7. She was curious about how it would taste, so she took a small bite. / Tadının nasıl olduğunu merak etti, bu yüzden küçük bir ısırık aldı.
  8. It’s likely to get cold tonight, so you may need an extra blanket. / Bu gece hava soğuk olacak, bu yüzden fazladan bir battaniyeye ihtiyacınız olabilir.
  9. She had never seen Bordeaux before, so I offered to show her around. / Bordeaux’yu daha önce hiç görmemişti, bu yüzden ben de ona etrafı gezdirmeyi teklif ettim.
  10. It’s been raining heavily since this morning, so I don’t want to go anywhere. / Bu sabahtan beri çok yağmur yağıyor, bu yüzden hiçbir yere gitmek istemiyorum.

So ile ilgili örnek cümlelere yer verdiğimiz yazımız bu şekildeydi. Bu sayede konu anlatımında verdiğimiz örneklere ek olarak so ile ilgili 30 cümle daha eklemiş olduk. Umarız ki so kelimesinin bağlaç olarak kullanımını bağlam içinde görerek pekiştirebildiniz. Sağlıklı ve bol İngilizceli günler dileriz. 🍀