Seyahatte gerekebilecek İngilizce kelime ve ifadeler yazımızın ikinci serisindesiniz. İlki için Seyahat İngilizcesi: Ücretsiz Gezi Rehberiniz 1 yazımıza bakabilirsiniz veya direkt bu yazıdan devam edebilirsiniz 🙂
Bir önceki yazımızda, havalimanı ve gümrükte, ulaşım ve restoranda olmak üzere üç bölümden oluşuyordu. Bu yazıda ise kalma yeri, alışveriş, günlük diyaloglar, diğer temel ifadeler ve acil durumlar olmak üzere beş başlık altında ifade ve kelimeleri ayırdım. Birlikte göz atalım;
4.Kalma Yeri (Accommodation/Place of Stay)
Kalma yerimizi çoğunlukla seyahatimizden önce ayarlıyor olsak da, burada her ihtimale karşı kalacak yer bulmak için ihtiyacımız olan cümleler de bulunacak.
- Can you recommend an affordable hotel please? Bana fiyatı uygun bir otel tavsiye edebilir misiniz?
- Can we camp here? Burada kamp yapabilir miyiz?
- I would like to book a room for myself. Kendim için bir oda kiralamak istiyorum.
- I would like to book a room for two adults and a children. Bir çocuk ve iki yetişkin için bir oda kiralamak istiyorum.
- Hi, I reserved my room online. My name is … Can you show me my room? Merhaba, ben online olarak yer ayırtmıştım. İsmim … Odamı gösterebilir misiniz?
- Does the price include breakfast? Fiyata kahvaltı da dahil mi?
- What time is the breakfast? Kahvaltı saati ne zaman?
- I would like to wash my clothes, do you have washing machine? Kıyafetlerimi yıkamak istiyorum, çamaşır makineniz var mı?
- Can you show me how to use it? Nasıl kullanıldığını gösterebilir misiniz?
- Do you have a clothes drier? Çamaşır kurutma makineniz var mı?
- I’ll leave the hotel tomorrow. Otelden yarın ayrılıcağım.
5.Alışveriş (Shopping)
- Do you know a shopping mall nearby? Yakınlarda bildiğiniz bir alışveriş merkezi var mı?
- I am looking for a clothes store. Giysi dükkanı arıyorum.
- Where can I buy souvenirs? Nereden hediyelik eşya alabilirim?
- Do you have it in small/ medium / large? Bunun küçük/ orta/ büyük boyu var mı?
- Do you have other colours? Başka renkleri var mı?
- Can I try it on? Deneyebilir miyim?
- Where are the fitting rooms? Deneme odaları ne tarafta?
- How much is it? Fiyatı ne kadar?
- Can’t you give me a better price? İndirim yapamaz mısınız?
- Can I pay with credit card? Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
6.Günlük Diyaloglar
- Good morning/ afternoon/ evening! Günaydın/iyi öğlenler/ iyi akşamlar.
- What is your name? İsminiz nedir?
- How are you? Nasılsınız?
- I’m feeling great, thank you. And you? Harika hissediyorum, teşekkür ederim. Siz?
- Nice to meet you! Tanıştığımıza memnun oldum! *Daha samimi bir ifade kullanmak istediğimizde “It was lovely to meet you” – tanıştığımıza/ buluştuğumuza çok sevindim de diyebiliriz.
- It’s nice to see you again. Sizi tekrar görmek ne güzel.
- I feel a bit sick today. Bugün biraz hasta hissediyorum.
- I’m tired. Shall we rest somewhere for sometime please? Yoruldum. Bir yerlerde biraz dinlensek?
- I’m so hungry, let’s go eat something please! Çok acıktım, bir yerlere gidip yemek yiyelim lütfen.
- I’m thirsty. Susadım.
- May I help you? Size yardım edebilir miyim?
- Goodbye! Güle güle.
- See you tomorrow morning! Yarın sabah görüşmek üzere.
6. Diğer Temel İfade ve Kelimeler (Other Essential Expressions and Words)
- How far? Ne kadar uzaklıkta?
- How long? Ne kada uzun sürer?
- How much? Ne kadar – sayılamayan nesneler için; para, şeker, un vb.
- How many? Ne kadar – sayılabilen nesneler için; insan, ceket, şişe gibi
- When is it? Ne zaman?
- Is that possible? Bu mümkün mü?
- Could you take a picture of us? Fotoğrafımızı çekebilir misiniz?
- That’s okay! Sorun değil, önemli değil.
- 0: Zero 1:one 2:two, 3:three, 4:four, 5:five, 6:six, 7:seven, 8:eight, 9:nine, 10:ten
- Hundred: yüz, thousand: bin, million: milyon
- Monday, tuesday, wednesday, thursday, friday, saturday, sunday
7.Acil Durumlar (Emergency Cases)
- I need a doctor. Doktora ihtiyacım var.
- I am allergic to …… a alerjim var.
- I know first aid. I can help. İlk yardımı biliyorum, yardım edebilirim.
- I have lost my wallet. Cüzdanımı kaybettim.
- There has been an accident. Kaza oldu.
- I broke my arm. Kolumu kırdım.
- I’m hurt. Yaralandım.
- I need to call the police. Polisi aramam gerekiyor.
- Can I borrow your phone please? I will call my friend to take me. Telefonunuzu ödünç alabilir miyim? Beni alması için arkadaşımı arayacağım.
İyi gezmeler ve keşifler! 🥳