Bu yazımızda Türkçesi Kipler anlamına gelen Modals konusunu ele alacağız. Bu kiplerin ne olduğunu, cümlede ne işe yaradığını ve hangi amaçlarla kullanılabileceğini sizlere aktaracağız.
Öncelikle kiplerin cümle yapısıyla başlayalım.
Modals kiplerin cümle içindeki düzeni:
Olumlu Hali | Olumsuz Hali | Soru Hali |
Özne + modal + fiil | Özne + modal + not + fiil | Modal + özne + fiil |
You can talk. | You cannot talk. | Can you talk? |
Yukarıdaki tablodan da anlayacağınız üzere modal fiillerle cümle kurmak oldukça kolay ve eğlenceli. Çünkü öznenin hemen arkasından kipimizi getiriyoruz ve öznemiz ne olursa olsun fiile hiçbir takı eklemiyoruz. Size de oldukça kolay geldi değil mi?
Madem ilk örnek olarak -ebilmek, -abilmek anlamı veren can modal fiiliyle başladık, o halde onunla devam edelim.
Şimdi bakalım can nedir, nerelerde kullanılır ve cümleye hangi anlamları yükler:
“Can” kipi | Örnek Cümle |
yetenek, beceri | She can play football well. / O çok iyi futbol oynayabilir. |
ricada bulunurken | Can you listen to me? / Beni dinleyebilir misin? |
izin istemek için | Can I go out? / Dışarı çıkabilir miyim? |
olasılık | I can go home after work. / İşten sonra eve gidebilirim. |
Can konusunu daha detaylı bir şekilde aktarmıştık. Konuyu daha derinlemesine ve daha çok örnekle görmek isterseniz, Can/ Can’t konu Anlatımı yazımıza bakabilirsiniz.
Şimdi de genellikle can kipinin geçmiş hali olarak kullanılan could modal fiiline bakalım:
“Could” kipi | Örnek Cümle |
geçmişteki beceri | He could run faster when he was younger. / Daha gençken daha hızlı koşabilirdi. |
daha kibar rica | Could you listen to me? / Beni dinleyebilir miydiniz? |
daha kibar izin | Could I go out please? / Dışarı çıkabilir miyim lütfen? |
öneride bulunmak | You could go to the cinema after work. / İşten sonra sinemaya gidebilirsin. |
olasılık | I could gain weight if I didn’t go to the gym. / Spora gitmeseydim, kilo alabilirdim. |
Could konusunu daha detaylı bir şekilde aktarmıştık. Konuyu daha derinlemesine ve daha çok örnekle görmek isterseniz, Could/ Couldn’t konu Anlatımı yazımıza bakabilirsiniz.
“Will” kipi | Örnek Cümle |
gelecekten bahsederken | I will never forget you. / Seni asla unutmayacağım. |
söz verirken | I will take care of you, don’t worry. / Seninle ilgileneceğim, endişelenme. |
Will konusunu da daha önce detaylı bir şekilde aktarmıştık. Konuyu daha derinlemesine ve daha çok örnekle görmek isterseniz, Simple Future Tense / Will yazımıza bakabilirsiniz.
O halde will’in ardından will’in geçmiş hali olan “would” kipine bakabiliriz:
“Would” kipi | Örnek Cümle |
“Will” kipinin geçmiş zaman hali | I would be an architect. / Ben mimar olacaktım. |
Cümleye -ebilmek, -abilmek anlamı katan başka bir kipimiz daha var, şimdi de ona bakalım:
“May” kipi | Örnek Cümleler |
izin isterken | May I go out? / Dışarı çıkabilir miyim? |
izin verirken | You may go out. / Dışarı çıkabilirsin. |
ricada bulunurken | May you take me to the cinema? / Beni sinemaya götürebilir misin? |
olasılıklarda | I may be at the school at that moment. / O vakitte okulda olabilirim. |
Tablodan da anlaşılacağı üzere izin isterken, izin verirken ve ricada bulunurken May kullanılır. Daha önce aynı bu durumlar için Can de kullanabileceğimizden söz etmiştik. Şöyle ufak bir ayrıntı var: Can ile kurduğumuz cümleler gayriresmi iken, May ile kurduğumuz izin ve rica cümleleri daha resmidir. Arkadaşımızdan bir şey isterken Can kullanırken, öğretmenimizden bir şey isterken ya da izin alırken May kullanırız.
Hazırsanız, “Might” kipine bakalım.
“Might” doğrudan “may” kipinin geçmiş zaman halidir. Beceri, öneri, istek, olasılık için kullanılabilir. Amerikan İngilizcesinde yaygın değildir.
“Might” kipi | Örnek Cümleler |
olasılık | We might come visit you in Atlanta. / Atlanta’da sizi ziyarete gelebilirdik. |
öneri | I thought you might like to join me for dinner. / Akşam yemeğinde bana katılmak isteyebileceğini düşündüm. |
kibar rica | Might I use your phone? / Telefonunuzu kullanabilir miydim? |
Şimdi de cümleye -meli, -malı anlamı veren Must kipine bakalım:
“Must” kipi | Örnek Cümleler |
kesinlik | This must be mine. / Bu benim olmalı. |
gereklilik | Teachers must give homework. / Öğretmenler ödev vermeli. |
şiddetli tavsiye | You must take an aspirin! / Bir aspirin almalısın! |
Must konusunu da daha önce detaylı bir şekilde aktarmıştık. Konuyu daha derinlemesine ve daha çok örnekle görmek isterseniz, Have to / Must yazımıza bakabilirsiniz.
Must’a yakın bir anlamı olan Have to kipi vardı bir de, ona da bakalım:
“Have to” kipi | Örnek Cümleler |
kesinlik | This has to be yours. / Bu sizin olmalı. |
gereklilik | Students have to study for their exams. / Öğrenciler sınavları için çalışmalılar. |
zorunluluk | I have to go now. / Şimdi gitmek zorundayım. |
Bu defa da -meli, -malı anlamına sahip olan “should” kipine bakalım.
Should da -meli, -malı anlamına geliyor ama bu kip zorunluluktan ziyade tavsiye verirken kullanılıyor.
“Should” kipi | Örnek Cümleler |
öneri | You should visit Cappadocia. / Kapadokya’yı ziyaret etmelisin. |
zorunluluk | I should be at home before 8 p.m. / Saat 8’den önce evde olmalıyım. |
“Ought to” kipi: “Should” ile aynı anlama gelmesine rağmen, “should” kadar yaygın kullanılmaz.
Son olarak da tavsiye verirken kullandığımız had better var.
“Had better” kipi | Örnek Cümleler |
-san iyi olur | You had better be there. / Orada olsan iyi olur. |
‘Modals’ yazımız bu şekildeydi. İngilizcede kipler konusu ile ilgili anlayamadığınız herhangi bir nokta varsa, yorumlara yazmanız yeterli olacaktır. Yorumlara bıraktığınız soruları yanıtlayarak konuyu daha iyi kavramanıza katkıda bulunmaktan mutluluk duyarız. Herkese iyi çalışmalar diliyoruz.