Aralık 2019’da Çin’in Hubei Eyaleti’ne bağlı Wuhan şehrinde ortaya çıkan Corona Virus, şuan ülkemiz de dahil olmak üzere neredeyse dünyanın her bölgesine yayıldı. Küresel olarak “pandemi” olarak ilan edilen bu salgın karşısında özellikle Çin, İtalya ve İran’da her ne kadar ağır kayıplar verilse bile, salgının önlenmesi ile ilgili dünya çapında muazzam bir çalışma yapılmaktadır. Ülkemiz Türkiye ise , dünya ülkelerine kıyasla , eşi benzeri görülmemiş bir çaba sarfederek virüsün yayılmaması adına harika işler başarmaktadır. Umuyorum ki en kısa sürede , alınan bu hızlı ve yerinde önlemler ile hayat yine normal akışına kısa süre içerisinde dönecek ve Türkiye’nin bu kriz yönetimi dünyanın birçok noktasında ders olarak okutulacaktır.
Bu hafta böyle bir konu ile ilgili sizlerle konuşmak ve bu girişi yapmak için epey bir bekledim diyebilirim. Küresel çapta bir durum varken , dünya basınını takip etmek olmazsa olmazlarımız haline geliyor ve tabi bunu sizlerle paylaşmakta. Bu nedenle Corona bizdeki adıyla Korona ile birlikte , özellikle yabancı basında sıkça kullanılan kelimeleri ve bilinmesi gereken kelimeleri sizler için toplamaya çalıştım
Epidemic: Belirli bir coğrafi bölgedeki hastalık vakalarının sayısında, sağlık görevlilerinin tipik olarak beklediği sayının ötesinde ani bir artış. Nispeten küçük bir coğrafi alanda veya küçük bir grup insan arasında meydana gelen artışa “outbreak” denebilir.
Pandemic: Birçok ülkeye ve / veya birkaç kıtaya yayılan bir salgın.
Emerging disease: Belirli bir coğrafi bölgenin popülasyonunda ilk kez ortaya çıkan veya bir bölgede düşük seviyelerde bulunan ancak daha sonra rapor edilen vaka sayısında hızla yeni seviyelere , hatta zirvelere ulaşan bir hastalık.
Animal-human interface: Hayvanlar ve insanlar arasındaki temas noktaları – Bu her şey olabilir. Yaşanılan çevre , giyilen giysi ve yenilen gıdalar örnek olarak verilebilir.Bazı hastalık tiplerinde hayvanlardan insanlara yayılma durumu vardır. Korona için de başlangıç noktası olarak şuan bu düşünülmektedir.
Reservoir: Bir hastalığın uzun süre varlığını devam ettirebileceği bir hayvan, bitki veya çevre. Örneğin, bazı yarasalar kuduz için bir rezervuar görevi görür ve insanları ısırıp hastalığı yayabilir.
Zoonotic: Hayvanlardan insanlara yayılan herhangi bir hastalık. Hayvanlar burada , küçük kenelerden, büyük baş hayvanlara kadar her şeyi kapsayabilir.
Transmission: Bir hastalığın aktarım şeklidir. Bu birçok farklı yolla olabilir. İlk olarak “doğrudan aktarım” yani direct transmission konusuna değinirsek bu kişiden kişiye ve “droplet spread“(tanımı aşağıdadır) olarak yayılabilir. İkinci olarak ise “dolaylı aktarım” yani indirect transmission vardır ki bunu örnekler vererek açıklayabiliriz. Örneğin ; bozuk veya temiz olmayan su ,yiyecek tüketimi , hastalık taşıyan bir sivrisinek tarafından ısırılmak , nefes aldığımız sırada havada taşınan bir mikrobu ciğerlerimize çekmek. Bunların hepsi dolaylı aktarıma örnek verilebilir.
Person-to-person contact: Kişiden kişiye temas adından da anlaşılacağı üzere , insanlar arasındaki bir aktarım şekli olup yine birçok farklı yol ile meydana gelebilir. Bunlar , öpüşmek , tokalaşmak ,sarılmak , hapşırmak, öksürmek ve buna benzer durumlar ile sağlıksız bireyden sağlıklı bireye geçebilir.
Droplet: Hapşırma, öksürme ve hatta konuşma sırasında dışarıya doğru verdiğimiz su damlacıklı hava. Mutlaka metro veya otobüste seyahat ederken, tam hapşırdığı anda ağzını kapatmayı unutan ( biz öyle diyelim ) birilerine denk gelmişsinizdir. İşte o şahıs , tam da o sırada bir hastalık taşıyorsa görmüş olduğunuz o tanecikler sizi de hasta edecek demektir.
Shed: Günlük İngilizce içerisinde barınak,hangar veya kulübe gibi anlamları varken , Epidemioloji yani Salgın Hastalıkları Biliminde ise çoğaltıldıkları konakçı hücreden salınan viral partiküllere veya virüsü başkalarına ileten kişi için kullanılabilir.
Incubation period: Kuluçka dönemi , Korona Virüs özelinde konuşacak olursak kişinin virüse maruz kalması ile belirgin bulguları göstermesi arasındaki süredir. Bu süreç her ne kadar kişi tarafından başlangıçta hissedilmese de aklında soru işareti olan kişiler , kendilerini izole hale getirmelidir. Peki nedir bu “izole” ?
Isolation: Enfekte ve hasta bireylerin , sağlık bireylerden ayrı tutulması anlamına gelir. Hastaneler bu süreç içerisinde hastalığın yayılmasını önlemek adına tamamen boşaltılırlar. Dünya genelinde hastalık için 14 günlük bir süre belirlenmiştir.
Quarantine: Dışarıdan sağlıklı görünen ancak , bulaşıcı bir hastalığa maruz kalmış olduğunda şüphe edilen kişilerin , gerçekten hasta olup olmadıklarından emin olmak adına bireylerin hareketinin kısıtlanması veya tamamen diğer kişilerden ayrılacak bir hale getirilmesidir. Karantinanın uzunluğu, hastalığın kuluçka dönemine bağlıdır ki yukarıda da bahsettiğimiz üzere şuan Dünya’da ilk olarak bir 14 günlük izolasyon süreci geçerlidir.
Contact tracing: Temas takibi , virüse yakalanmış bir kişiyle temas etmiş olabilecek kişileri belirlemeyi kapsar. Burada kuluçka dönemi biliniyorsa , kişinin o dönem içerisinde temas ettiği tüm kişilere ulaşmak gereklidir.
Screening: Tarama olarak dilimize çevirebileceğimiz bu terim , bir kişinin hastalığı olup olmadığını görmek için yapılan sağlık kontrolüdür. Dünyanın birçok bölgesinde şuan kişilerin vücut ısısı yani ateşi ölçülerek ilk tarama yapılmaktadır. Bunun ardından kişiye hastalıkla ilgili bir semptom taşıyıp taşımadığı sorulabilir veya yine gözlemlenebilir.
PCR test: Kandaki veya vücut sıvılarındaki viral partikülleri tespit eden bir teşhis testi. PCR veya polimeraz zincir reaksiyonu adı verilen bir işlem yoluyla, az miktarda patojen DNA, tespit için yeterli seviyelere yükseltilir veya kopyalanır. PCR amplifikasyonu olmadan izole DNA parçaları üzerinde çalışmak neredeyse imkansızdır. İtiraf edeyim bunu doğrudan çevirdim ve bende sayenizde ne demekmiş öğrenmiş oldum 🙂
Reproductive rate: “R naught” olarak telaffuz edilip R0 olarak da adlandırılan, bu terim, bir virüsün veya belirli bir bölgedeki bir patojenin bulaşıcılığını gösteren bir sayı anlamına gelir. COVID-19 için, R0 şu anda 2.2 olarak tahmin edilmektedir, bu da tek bir enfekte kişinin neden olduğu ortalama beklenen ikincil vaka sayısıdır.
Superspreader: Bir şeyin başında super kelimesi varsa orada emin olun olması gerekenden daha fazlası vardır. Bu terim de tam bunu ifade etmektedir. Enfeksiyonu alışılmadık sayıda insana bulaşan bir patojen ile enfekte olmuş bir kişi için kullanılır. Terim ilk olarak SARS salgını sırasında, virüsü en az sekiz kişiye ileten bir kişiyi tanımlamak için kullanılmıştır.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Sizlerinde bizimle paylaşmak istediği terim ve kelimeler varsa eğer iletişim ulaşabilir ve iletebilirsiniz 🙂