Eğer şirketinizin İnsan Kaynakları bölümünde çalışıyor ve İngilizceyi bir şekilde kullanmanız gerekiyorsa, bir takım İngilizce kelimelere mutlaka hakim olmanız gerekiyor diyebilirim. Bu kelimeler size sunumlarınızda ,toplantılarınızda veya email yazarken büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
İK çalışanı olmasanız bile , bu kelimelere hakim olmak sizler için gereklidir diyebiliriz. Niye diyecek olursanız , her departman er yada geç İK departmanı ile irtibat kuracaktır 🙂
Dolayısıyla, küresel yapıya sahip bir şirkette İK çalışanıysanız yada ABD veya İngiltere’deki bir şirkette çalışma hedefleriniz var ise, aşağıda paylaştığımız 20 kelime ve ifadeden oluşan bu liste sizin için güzel bir kaynak olacaktır.
Önce buraya bazı kısaltmaları ekleyelim,
v = verb – fiil
pv = phrasal verb – deyimsel fiil
n = noun – isim
adj = adjective – sıfat
c = collocation – eşdizimlilik
E.g = exempli gratia 🙂 – örnek
1. (Hold) accountable
adj | sorumlu tutmak , yaptıklarından sorumlu olmak
E.g. The Director knew that he would be held accountable for any flaws in the strategy.
E.g. Yönetici, stratejideki herhangi bir kusurdan dolayı sorumlu tutulacağını biliyordu.
2. Apply ( for )
v | bir iş veya pozisyona başvurmak
E.g. Fifty people applied for the analyst position.
E.g. Elli kişi analist pozisyonuna başvurdu.
3. Breach
n | bir sözü,anlaşmayı veya kuralı ihlal etmek
E.g. The company was fined $10,000 for the breach of contract with their supplier.
E.g. Şirket, tedarikçileriyle olan sözleşmenin ihlali nedeniyle 10.000 dolar para cezasına çarptırıldı.
4. Candidate
n | iş başvurusu yapan kişi , aday
E.g. There are five candidates competing for this position.
E.g. Bu pozisyon için yarışan beş aday var.
5. Compulsory
adj | yasa veya kural nedeni ile yapılması gereken şey, zorunlu
E.g. It isn’t compulsory to give our employees a private health insurance benefit.
E.g. Çalışanlarımıza özel sağlık sigortası ödeneği vermek zorunlu değildir.
6. Cut
v | herhangi birşeyin miktarın azaltma veya kesinti yapmak
E.g. Due to the economical crisis we have to cut costs.
E.g. Ekonomik kriz nedeni ile, maliyetlerde kesinti yapmak zorundayız.
7. Dismiss
v | resmi olarak birinin işine son vermek, kovmak, işten çıkarmak
E.g. The company dismissed two employees last month.
E.g. Şirket geçen ay 2 çalışanı işten çıkardı.
8. Draw up
pv | kontrat, sözleşme tarzında resmi bir yazıyı hazırlamak
E.g. We have selected the candidate, and all we have to do now is draw up the contract for her to sign.
E.g. Adayı seçtik ve şimdi tek yapmamız gereken imzalaması için sözleşme hazırlamak.
9. Enrollment
n | bir eğitim, grup veya kursa katılma süreci , kayıt
E.g. For enrolment in the presentation training, you just have to pay the fee before the 5th June.
E.g. Sunum eğitimine kayıt için, ücreti 5 Haziran’dan önce ödemeniz gereklidir.
10. Fill in for someone
pv |bir çalışanın izinli veya yerinde olmadığı süre içerisinde onun yerine bakmak
E.g. You have to fill in for Sarah during her maternity leave.
E.g. Doğum izni süresince, Sarah’ın yerine bakmak zorundasın.
11. Recruit
v | bir kişiyi işe almak , istihdam etmek
E.g. We won’t be recruiting again until next year.
E.g. Önümüzdeki yıla kadar işe alım yapmayacağız.
12. Incentive
n | bir kişi , her hangi bir işi yapması için motive eden şey , teşvik
E.g. We decided to invest more in Learning and Development programs because we believe this is one of the best incentives for our employees.
E.g. Öğrenme ve Gelişim programlarına daha fazla yatırım yapmaya karar verdik çünkü bunun çalışanlarımız için en iyi teşviklerden biri olduğuna inanıyoruz.
13. Launch
n | yeni bir sistem veya ürünün tanıtılması, lansman , piyasa çıkartılması
E.g. Four new products will be launched this year.
E.g. Bu yıl , dört yeni ürün piyasa çıkartılacak.
14. Outsource
v | bir şirketin her hangi bir hizmeti dışarıdan alması
E.g. The decision was made to outsource all IT related positions.
E.g. BT ile ilgili tüm pozisyonların dış kaynaklı kullanımına karar verildi.
15. Position
n | iş, pozisyon, görev
E.g. I’m applying for the HR specialist position.
E.g. IK uzmanlığı pozisyonuna başvuruyorum.
16. Promotion
n | birinin iş yapısı içerisinde daha yüksek bir noktaya gelmesi, terfi
E.g. I believe that you deserved the promotion
E.g. Senin bu terfiyi hakkettiğine inanıyorum.
17. Resign ( from )
v | kendi isteğinizle bir işi bırakmak, istifa etmek
E.g. Before you resign from your job, you should consider if you’ll be able to find a better job.
E.g. İşinden istifa etmeden önce, daha iyisini bulup bulamayacağını düşünmelisin.
18. Staff retention
n | çalışanları bir iş veya pozisyonda tutmak, kalıcılığı sağlamak
E.g. Our main focus this year is to increase staff retention.
E.g. Bu yıl ana odak noktamız personelin elde tutulmasını artırmak.
19. Supplier
n | Bir şirket veya yapıya hizmet,ürün sağlayan kişi veya kurum, tedarikçi
E.g. We are a leading supplier for the automotive industry.
E.g. Bizler otomotiv endüstrisinin önde gelen bir tedarikçisiyiz.
20. Vacancy
n | bir şirkette bulunan ve insanların başvurabileceği bir iş, boş yer
E.g. There are currently three vacancies in the marketing department.
E.g. Pazarlama departmanında hali hazırda üç boş yer bulunuyor.
Eğer bu kelimeleri beğendiyseniz ve daha fazla kelime öğrenmek istiyorsanız , sizi 90 Saniyede İngilizce kanalımıza da bekliyoruz 🙂 Aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz 🙂
Haydi Başlayalım !