Aşk nedir diye sorsalar, yanıtlar pek farklı olacaktır. Çünkü aşkın tanımı herkese göre değişiyor. Kimisi için aşk, anlayış, ilgi iken kimisi için eksikleri tamamlayan ‘ikinci yarı’ ya da sadakat, tutku…

‘Aşkın gözü kördür’ biliyoruz da dili bağlı kalmasın dedik! Bu Sevgililer Günü’nde aşkınızı İngilizce ifade etmeyi dilerseniz, ‘I love you’ dan başka cümlelerle sevginizi taçlandırın diye sizler için İngilizcede yaygın olarak kullanılan 10 ifadeyi yazdık. 

Deyimler ve belirli ifadeler günlük hayatta sıkça kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu kalıpları ne kadar çok bilirseniz, günlük konuşmaları o kadar iyi anlayabilir ve konuşmalarınızda kullanarak da dilinizi o derecede zenginleştirirsiniz. Deyimler konusunda becerilerinizi geliştirmeniz, dil öğrenme sürecinize çok büyük katkı sağlayacaktır. Bir de bunu aşkla yaparsanız, asla unutmazsınız diye düşündük. Tıpkı arkadaşlık gibi, kardeşlik gibi aşk da hayatımızın ayrılmaz bir parçasıır. Öyle ki bir konu olarak aşk, pek çok şarkıda, romanda, filmde, tabloda, şiirde kendine yer bulmuştur. Aşk, sadece esinlemez kimi zaman da yıkıcıdır. Hayatımızı cennete de çevirebilir, cehenneme de… Neyse daha fazla aşk psikolojisi konusuna girmeden İngilizcede aşkımızı ifade edebileceğimiz yapılara bir bakalım.

Anadili İngilizce olanlar ‘aşk’tan bahsederken hangi ifadeleri kullanırlar ele alalım:

Aşk Deyimleri: Aşk Hakkında 10 İngilizce İfade

En çok kullanılan ve bilinenden başlayalım:

1. The love of my life

Aşağı yukarı tahmin de edebileceğiniz üzere bu ifade ‘Hayatımın aşkı’ anlamına geliyor. 

Cümle içinde görelim:

♡ I just want to say that this place means so much to me, I have so many friends here and I met the love of my life here.

♡ Dave was the love of my life and I’m lost without him.

Bir sonraki ifade, sırılsıklam aşık olduğunuzda duygularınızı dile getiren cinsten:

 2. Love is blind

Aşık olduğumuzda, sevdiğimiz kişinin hatalarını ve eksiklerini görmez oluruz değil mi? İşte bu ifade tam da onu anlatır: ‘Aşkın gözü kördür’ anlamını verir. 

Love is blind, but marriage is a real eye-opener.

♡ I really don’t understand why Mia likes Chris so much. He’s very selfish and inconsiderate; and doesn’t even treat her well. Well, love really is blind

Şimdi de benzer bir ifade olan ‘ilk görüşte aşk’ anlamı veren, birini görür görmez tereddütsüz sevmeyi dillendiren başka bir deyime bakalım:

3. A face only a mother could love

Annelerimiz bizi koşulsuz sever değil mi, anne ördeğe yavrusu kuğu görünmez mi? İşte bu deyim tam da o durumu anlatır. Annemize göre her zaman genç ve güzelizdir. 

O kadar ki yüzümüz sivilcelerle de kırışıklarla da dolsa annemize göre dünyanın en güzeli, en yakışıklısıyızdır. 

İşte bu deyim de tam bu durumu ifade ediyor: ‘çok çirkin, sadece bir annenin sevebileceği bir yüz, yüzüne bakılmayacak kadar çirkin’ anlamlarına geliyor.

Hemen örneklendirelim:

♡ She is extraordinarily bright, but she has a face only a mother could love.

♡ His physique was remarkable, but unfortunately he was cursed with a face that only a mother could love.

4. All’s fair in love and war

Söz konusu aşk olunca ya da sevecek birini bulduğunuzda bütün kurallar yerle bir olmaz mı, olur değil mi? Aynı fikirde olduğumuza göre bu ifadenin anlamını hemen verelim: Aşkta ve savaşta her şey mubahtır. 

Örnekleyelim:

♡ I told Jeff that Mary had a boyfriend because I wanted to ask her out first. Say what you will, but all’s fair in love and war!

♡ A: “I can’t believe you took credit for my idea just so you would look good to the boss!” 

     B: “Come on, all is fair in love and war!

5. Love makes the world go round

İngilizcedeki aşkla ilgili olan bu deyim, aşkın insan yaşantısının merkezinde olduğunu ifade eder. ‘Dünyayı döndüren aşktır’ anlamına sahip bu ifadeyi cümlelerde görelim:

Love makes the world go round, not money or power, and the only way to be truly happy is to surround yourself with friends and family.

♡ Come on, guys, stop fighting with each other all the time. Love makes the world go round.

6. Love-hate relationship

Bu ifade ise artık aralarında herhangi bir duygunun var olmadığı ancak sırf alışkanlıklarından dolayı da birbirinden kopamayan çiftlerin durumunu dile getirmek için kullanılır. 

Aynı zamanda bu ifadeyi, sürekli tartışan, kavgasız gün geçiremeyen ama yine de birbirlerini seven çiftler için kullanabiliriz. Kimi insan böyle bir ilişkinin tamamen normal olduğunu düşünür. ‘Aşk-nefret ilişkisi’ anlamını veren bu ifadenin cümle içindeki kullanımına bakalım:

♡ Tom and I have something of a love-hate relationship. When we get along, we’re the best pals in the world, but other times we just drive each other crazy.

♡ We wonder why she’s still with Dave: they have a love-hate relationship for sure.

7. Make love, not war

 1960’ların sonunda savaş karşıtı bir slogan olarak ortaya çıkan bu ifadeyi John Lennon’un meşhur “Make love, not war” şarkısından da hatırlarsınız belki. “Savaşma, seviş” anlamına gelen bu ifade İngilizcede farklı durumlarda kullanılmakta. Hemen örnekleyelim:

♡ Why don’t you stop fighting! Make love not war!

♡ The kids are saying ‘Make Love, Not War‘, and I’m beginning to think they’re right. Because war costs millions of lives and dollars a day.

8. Puppy Love

Bu ifade gençler arasındaki ciddi olmayan, saf aşkı ifade etmek için kullanılıyor. “Çocukluk aşkı, ilk göz ağrısı, çocuksu aşk” anlamlarına sahip. 

Puppy love is starting to bloom among many of my fifth-graders.

♡ Is it really love or just puppy love? Look at them together. It may be puppy love, but it looks wonderful.

9. Love will find a way

Listemizdeki sondan bir önceki ifade ise, birbirini seven iki insanın şartlar zor da olsa beraber olmanın, bir araya gelmenin bir yolunu bulacağını dillendiriyor. “Aşk yolunu bulur” şeklinde tercüme  edebileceğimiz bu kalıbı bir de cümlede görelim:

♡ My boyfriend’s student visa is set to expire, and it looks like he may be forced to return to his home country. I’m confident that we’ll make our relationship work, though, because love will find a way.

 ♡ Jill: I feel so sorry for Lily and Craig. They just got engaged, and now his job is transferring him across the country. 

Jane: Love will find a way, I’m sure. 

10. Absence makes the heart grow fonder

Kapanışı ise bir atasözü ile yapalım o halde. Buna katılır mısınız bilmem ama bu ifade: iki insan birbirinden ayrı düşünce birbirlerine olan sevginin arttığını dile getirir. “Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur” şeklinde çevireceğimiz bu atasözü, sevginin uzaktayken artacağını söyler. Bir de bunun zıttı olan bizdeki “Çok muhabbet tez ayrılık getirir” sözüne karşılık gelen “ familiarity breeds contempt” atasözü var. Siz hangi tarafı tutuyorsunuz bilmem ama ele alması epey zaman alabilecek bir konu, değil mi?

O halde onuncu ifademizi de örnek cümleler içinde görelim:

 ♡ Ever since Carla’s boyfriend moved away, she can’t stop thinking about him. Absence makes the heart grow fonder.

♡ I really started to miss school over winter break. Absence makes the heart grow fonder, I guess.

Böylece aşkla ilgili olan 10 ifadeye anlamlarıyla ve cümle içindeki kullanımları ile birlikte bakmış olduk. 

Sevdiğinize geç olmadan sevdiğinizi söylemeyi ve fırsatınız varken gönlünü almayı unutmayın diyor ve yazımızı burada sonlandırıyoruz. 

Sevgililer Günü’nüz kutlu ve mutlu olsun! Make love, not war ✌️

Beğendiğiniz başka ifadeler varsa yorumlarda bizimle paylaşın, çok mutlu oluruz.