Daha önceki yazılarımızda if clause yapısından bahsetmiş ve türlerine değinmiştik. Bu defa ise, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla if cümleleri başlığı altında bir içerik hazırlamak istedik. Örnek if cümlelerine bakmadan önce eğer eksiğiniz varsa, ya da konu tekrarı yapmak isterseniz, If Clause Type 0, If Clause Type 1, If Clause Type 2, If Clause Type 3 yazılarımızı okuyabilirsiniz.
Hazırsanız cümlelerimize bakalım!
- If you see her, give her this note. / Onu görürsen, ona bu notu ver.
- He’ll only stay if you offer him more money. / Sadece ona daha fazla para teklif edersen kalacak.
- We can stay for the weekend if you like. / İstersen hafta sonu kalabiliriz.
- If anyone calls, tell them I’m not at home. / Biri ararsa evde olmadığımı söyle.
- If she improved her IT skills, she’d (= she would) easily get a well-paid job.
/ BT becerilerini geliştirse, kolayca yüksek maaşlı bir iş bulurdu. - They would know what was going on if they’d (= they had) listened. / Dinleselerdi neler olup bittiğini bilirlerdi.
- He would have been here by now if he’d caught the early train. / İlk treni yakalamış olsaydı şimdiye kadar burada olurdu.
- If I was in charge, I’d do things differently. / Ben sorumlu olsaydım, işleri farklı yapardım.
- If metal gets hot, it expands. / Metal ısınırsa genleşir.
- They’ll throw the party in the garden if the weather’s good. / Hava güzel olursa, partiyi bahçede yapacaklar.
- She will have to go into hospital if her illness gets any worse. / Hastalığı daha da kötüleşirse hastaneye yatması gerekecek.
- She gets very upset if I don’t invite her to the party. / Onu partiye davet etmezsem çok üzülür.
- You can go if you want. / İstiyorsan gidebilirsin.
- Come if you can. / Gelebilirsen gel.
- Stop me if you can. / Beni durdurabilirsen durdur.
If Cümleleri
- If I weren’t sick, I’d join you. / Hasta olmasaydım, size katılırdım.
- If I were you, I’d study harder. / Senin yerinde olsam daha çok çalışırdım.
- I’ll be with David if you need me. / Bana ihtiyacın olursa David’in yanında olacağım.
- I’ll be upstairs if you need me. / Bana ihtiyacın olursa yukarıda olacağım.
- I’d lock my doors if I were you. / Senin yerinde olsam kapılarımı kilitlerdim.
- You may go home if you want to. / İstersen eve gidebilirsin.
- If I had money, I could buy it for you. / Param olsaydı, onu sana satın alabilirdim.
- I’m sorry if I embarrassed you. / Seni utandırdıysam özür dilerim.
- Call me if you need assistance. / Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.
- If it doesn’t rain, let’s go out. / Yağmur yağmazsa dışarı çıkalım.
- If I were you, I’d paint it green. / Senin yerinde olsam yeşile boyardım.
- If I were you, I wouldn’t trust him. / Senin yerinde olsam ona güvenmezdim.
- If you see Louis, please tell him that. / Louis’i görürsen, lütfen bunu ona söyle.
- If it wasn’t a mouse, what was it? / O bir fare değilse neydi?
- I’ll ask if you wish. / İstersen ben sorarım.
- What’ll we do if Marie dies? / Marie ölürse ne yaparız?
- If I were you, I’d ignore it. / Ben olsam görmezden gelirdim.
- If you’d kiss me, I’d be happy. / Beni öpersen, mutlu olurdum.
- Ask Julia if you don’t believe me. / Bana inanmıyorsan Julia’ya sor.
- I apologize if I hurt your feelings. / Duygularını incittiysem özür dilerim.
- If I had time, I would study French. / Zamanım olsaydı, Fransızca çalışırdım.
- If you go on eating too much, you’ll get fat. / Fazla yemeye devam edersen şişmanlayacaksın.
- Don’t eat it if it smells funny. / Tuhaf kokuyorsa yemeyin onu.
Örnek Cümleler
- If you want to be alone, we’ll leave. / Yalnız kalmak istiyorsan, gidelim.
- If it doesn’t happen, don’t blame me. / Olmazsa, beni suçlama.
- What happens if I press this button? / Bu düğmeye basarsam ne olur?
- What happens if we fail? / Başarısız olursak ne olur?
- What if somebody sees you? / Ya biri seni görürse?
- I apologize if I offended you. / Seni kırdıysam özür dilerim.
- What’ll you do if someone sees you? / Biri seni görse ne yaparsın?
- What happens if Damian doesn’t show up? / Damian gelmezse ne olur?
- If I were you, I’d follow your mother’s advice. / Yerinde olsam, annenin tavsiyesine uyardım.
- If that’s true, then Lucy is innocent. / Eğer bu doğruysa, o zaman Lucy masumdur.
- If I want your opinion, I’ll ask for it. / Fikrini istersem, sorarım.
- If it rains tomorrow, we’ll stay at home. / Yarın yağmur yağarsa evde kalacağız.
- If you don’t like your job, you can quit. / Eğer işini sevmiyorsan, bırakabilirsin.
- If you mix blue and red, you get violet. / Mavi ve kırmızıyı karıştırırsanız mor elde edersiniz.
- If you speak French, I can understand you. / Fransızca konuşursan seni anlayabilirim.
- Give me some tea if there is any left. / Kaldıysa bana biraz çay ver.
- If she’s fluent in English, I’ll hire her. / İngilizcesi akıcıysa, onu işe alacağım.
- If you aren’t careful, you’ll fail again. / Dikkatli olmazsanız, yine başarısız olursunuz.
- If it were up to me, I’d say no. / Bana kalsa hayır derdim.
Koşul cümlelerine yer verdiğimiz if cümleleri yazımız bu şekildeydi. bu yazıda şart cümlelerine bolca yer vermeye çalıştık. Umuyoruz ki Conditionals konusu artık tam olarak oturmuştur zihninizde. Konuyla alakalı aklınıza takılan herhangi bir şey olursa, yorum bırakabilirsiniz. Sağlıklı ve bol İngilizceli günler dileriz. 🍀
Wish ve hope örneklerini nerden bulabilirim?
Merhabalar, wish ile ilgili konu anlatımı ve örneklere Conditionals yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Sağlıklı ve bol İngilizceli günler dileriz. 🍀