Bu yazımızda sizlere Be used to, Get used to konusunu aktaracağız. 

Geçmişteki alışkanlıklarımızı ifade ederken kullandığımız used to ‘yu hatırlayarak konumuza giriş yapalım:

Used to

Geçmişte tekrarlanan eylemleri veya alışkanlıkları ifade etmek için used to + V1 kalıbı ile kullanılır. 

  • I used to drink milk for breakfast when I was a kid. → Ben çocukken kahvaltıda süt içerdim.

Bu konuyu daha detaylı incelemek isterseniz Used to / Would yazımızı okuyabilirsiniz.

Be used to 

Kullanıldığı cümleye “alışkın olmak” anlamını katar.

Structure / Yapı:

be used to + V-ing veya be used to + noun şeklinde kullanılır. 

  • I am used to drinking tea without sugar. → Çayı şekersiz içmeye alışkınım.
  • I am used to the noise in my street. → Sokağımdaki gürültüye alışkınım.

Olumsuz hali için “to be” fiiline “not” olumsuzluk eki getirilir. Soru halinde ise “to be” cümlenin başına alınır.

  • I am not used to walking alone. → Yalnız yürümeye alışkın değilim.
  • Were you used to working long hours? → Uzun saatler çalışmaya alışkın mıydın?
  • She was used to getting up early. → Erken kalkmaya alışkındı.

Get used to 

Kullanıldığı cümleye “alışmak” anlamını katar. Bütün zamanlarla ve modallarla kullanılabilir.

  • She doesn’t like her school, but she’ll get used to it. → Okulunu sevmiyor ama ona alışacak.
  • He found his shoes uncomfortable, but he got used to it. → Ayakkabılarını rahatsız buldu ama ona alıştı.
  • We are getting used to our new flat. → Yeni dairemize alışıyoruz.
  • You should get used to it. → Ona alışmalısın.
  • I was just getting used to my new teacher… → Yeni öğretmenime tam alışıyordum ki…
  • I couldn’t get used to my new surname. → Yeni soyadıma alışamadım.

Konuyu pekiştirmek adına örnek cümlelerimize bakalım:

  • I’ve been coming this course for a month now, so I am used to waking at sunrise. →  Bir aydır bu kursa geliyorum, gündoğumunda kalkmaya alışkınım.
  • We used to eat pancakes for breakfast. But now we have something lighter, like yogurt. → Kahvaltıda pankek yerdik. Ama artık yoğurt gibi daha hafif şeyler yiyoruz. 
  • He doesn’t think Daniel is strange. She is used to him. → Daniel’in tuhaf olduğunu düşünmüyor. Ona alışık.
  • Look, the birds are frightened. They aren’t used to large crowds. → Baksana, kuşlar korktu. Geniş kalabalıklara alışık değiller.
  • After 21 days of my new routine, I am getting used to doing exercise. → Yeni rutinimin 21. günün ardından egzersiz yapmaya alışıyorum. 

‘Be used to, Get used to’ yazımız bu şekildeydi. Be used to, Get used to konusu ile ilgili anlayamadığınız herhangi bir nokta varsa, yorumlara yazmanız yeterli olacaktır. Yorumlara bıraktığınız soruları yanıtlayarak konuyu daha iyi kavramanıza katkıda bulunmaktan mutluluk duyarız. Herkese iyi çalışmalar diliyoruz.