Yazma, bir dili kullanma becerilerini ifade eden 4 beceri arasından (okuma, dinleme, konuşma ve yazma) en çok profesyonellik isteyeni. Ama bu, İngilizce yazmaya, ancak İngilizcemizi ilerlettikten sonra başlayabileceğimiz anlamına gelmiyor. Her yetenek gibi yazma yeteneği de pratik yaparak gelişiyor. Biz bu yazının ilk kısmında, hangi yollarla İngilizce yazı yazmayı bir alışkanlık haline getirebileceğimiz ve kendimizi nasıl daha fazla İngilizce yazı yazmak konusunda cesaretlendirebileceğimiz konuları üzerinde duracağız. İkinci kısımda ise daha iyi yazılar yazmak için yapılabileceklere değineceğiz. Öyleyse İngilizce bir şeyler yazmayı alışkanlık haline getirmek için yöntemleri sıralayacağımız ilk bölümün maddelerine geçebiliriz;
- Her sabah uyandığında üç cümlelik bir günlük yazmak: Günlük tutmak da İngilizce öğrenmek gibi birçoğumuzun defalarca niyetlenip yarıda bıraktığı bir alışkanlık. Bunun en etkili sebeplerinden biri ise her gün veya sıklıkla ne yazacağını bilememek, yazacak bir şeyler bulsa bile yazdıklarının bir değer taşımayacağını düşünmek. Sabah yüzümüzü yıkadıktan sonra ilk iş olarak minimum 3 cümlelik bir günlük yazmak, bizi hem uzun günlük yazıları için konu bulma derdimizden azade eder, hem de bu alışkanlık sayesinde, İngilizce cümleler kurmak, her geçen gün bizim için daha doğal bir eylem haline gelecektir.
- Quora, Reddit gibi sitelerde yazılar yayımlamak: Kişisel bir blog açmak fikrini tercih etmiyorsanız ya da bundan ayrı olarak, günlük meselelerden tutun; edebi, felsefi konulara dek çok farklı alanlarda açılmış başlıkların bulunduğu sitelerde siz de yazılar yazabilirsiniz.
- Kartpostal ya da mektup arkadaşı bulmak: Bu madde ne kadar otantik gözüküyorsa, o kadar mümkün bir olay aslında. Çünkü bir yabancıdan, uzaklardan gelen bir mektup almanın heyecanlandıramayacağı çok az kişi vardır. Sosyal medyanın imkanlarına rağmen mektuplaşmak ya da kartpostallaşmak, hâlen ilgi çekici bir iletişim şekli. Bu otantik iletişim tarzı, sizi İngilizce olarak duygu ve düşüncelerinizi açıklamaya alıştırmak için güzel bir sebep olabilir. Ayrıca İngilizce mektuplaştığınız arkadaşınızla daha özel bir bağ kurmanız, sizi dile doğal olarak daha çok ilgi göstermeye sevk edecektir.
- Yapılacaklar listemizi İngilizce yazmak, İngilizce takvim ve planlayıcılar kullanmak: Çok hoş tasarımlarda günlük, haftalık, yıllık planlayıcılar almak ve onları asla kullanmamak çoğumuzun yaptığı garip işler arasında. Bu alıp kullanmamak döngüsünden kurtulmanın da bir yolu olarak, bu planlayıcıların ya da ajandaların İngilizce olarak tasarlanmış olanlarını Amazon gibi uluslararası ticaret yapan online alışveriş sitelerinden alabilirsiniz. Kendiniz tasarlamak isterseniz Canva’ya bir göz atın. Son olarak, aslında İngilizce planlar yapmak için bu ikisi de şart değil. Hiçbir yazısı olmayan bir not defteri de, bu işe yarayacaktır. Önemli olan sizi neyin motive ettiği ve hangisini daha pratik bulduğunuz.
- İlgi alanlarımıza dair bir şeyler söyleyebileceğimiz İngilizce bir blog açmak: Daha önce Türkçe bir blog açmadıysanız ilk duyuşta size uzak gelebilir ama denemekten bir şey kaybetmezsiniz. İngilizce bir blogda, Türkçe yazılar yazdığınızda ulaşabileceğiniz kitleden kat kat daha fazlasına sahip olabilirsiniz. Yazılarınızı okuyanlardan aldığınız etkileşimlerle İngilizce yazmaya dair özgüveninizin artar ve yeni yazılar için sebepler doğar. Bu fikir aklınızın bir kenarında dursun, belki bir gün harekete geçmeye hazır olur.
Şimdi gelelim yazılarımızı iyileştirebilmek, daha kaliteli ve ilgi çekici, daha az gramer hatalı, düzgün yazılar yazmak için başvurabileceğimiz yöntemlere.
- Bolca, her gün ve ilgilendiğimiz alanlarda yazılar okumak ve okuduğumuz yazılardaki ifadeleri, kalıpları taklit etmek: Konuşmayı yeni öğrenen bir çocuk nasıl büyüklerinden duyduğu cümlelerin benzerlerini kurmakla konuşmayı öğreniyorsa, biz de işe okuduğumuz yazılardaki ifadeleri taklit etmekle başlayabiliriz. Daha sonra adım adım küçük değişiklerle yeni denemelere girişeceğiz. Böylece son aşamada tamamen özgün yazılar üretebilir duruma geleceğiz.
- Gramer bilgimizi geliştirmek, hızlı yardıma ihtiyacımız olduğunda Grammarly’e başvurmak. Temel cümleler kurmak için temel gramer bilgisine, daha kompleks cümleler kurmak içinse biraz daha ileri gramer bilgisine ihtiyaç duyarız. Bu yüzden işi sıkıcı hâle getirmeden, seviyemize uygun dil bilgisi alt yapısını edinmek düzgün bir yazı çıkartabilmenin gerekleri arasında. Bunun yanında, gözümüzden kaçan hatalarımızı hızlıca kontrol ettirebileceğimiz bir online site de işimize yarayacaktır.
- Sürekli aynı ifadeleri, en kolay kelimeleri kullanmaktan vazgeçmek: İşin başında, ilk adımlarını atan kişiler için kolay kelimelerle cümle kurmak hoş görülebilir. Ama eğer kendinizi geliştirmek ve daha iyi ifade etmek istiyorsanız, sık kullanılan ve çok genel anlamlar ifade eden kelimelerden uzak durmanız gerekecek. Örneğin bir kânun dinletisinden döndük ve o anki hislerimizi dile getireceğiz. Böyle bir durumda “good, bad, great” gibi nitelemeler yerine “stunning, breathtaking, fairly well” gibi alternatif kelimeler aramalı, eş anlamlılara başvurmalı ve bunları kullanmaya kendimizi alıştırmalıyız. Tabii burada dikkat etmemiz gereken bir başka konu da, diğer uca giderek kullanımı oldukça seyrek olan veya anlattığımız şey için abartı, yapay duracak ifadelerden de kaçınmak olabilir. Bunu anlamak içinse örneğin Collins gibi güvenilir ve kapsamlı bir sözlüklerden kelimenin kullanım sıklığını görmemiz mümkün.
- Doğal ve çeşitli kullanımlara aşina olmak için sesli kitap, podcast veya YouTube’daki mevcut konuşmaları dinleyip bu akışları yazıya geçirmek: Bir şeye elimizin alışması, elimizle o şeyi defalarca yapmış olmanın ardından geliyor. Dinlediğimiz materyalleri yazıya geçirmek de, native bir İngilizce’ye sahip kişilerin hangi sıfatları hangi kelimelerle birlikte kullandığı, hangi deyim ve örneklemelere başvurduğu, hatta ne tür esprilerle dinleyici kitlesinin ilgisini çektiğini görmemizi sağlar. Bunlar, dilin sözlüklerden ya da salt ders kitaplarından öğrenemeyeceğimiz önemli bir başka tarafına dair -canlı bir şekilde kullanımının- bilgi eksikliğimizi gidermeye yarayacaktır.
- Yazdığınız yazılara, onları bir süre dinlendirdikten sonra geri dönmek: Bu maddede ne kadar dinlenen şey yazıymış gibi dursa da, asıl amaç kendi zihninizi dinlendirmek ve örneğin yazıyı yazdıktan 1-2 gün sonra daha sakin bir zihinle, hatalarınızı görmeye daha yatkın bir haldeyken “proofreading” yaparak yazıyı tekrar gözden geçirmek. Aslında en az hata barındıran ve en iyi şekilde ifade edilmiş bir yazı için, kendi tekrar dönüşümüz yeterli olmayabilir. Sizden sonra yazıyı kontrol edebilecek ehliyette bir başkasından daha “proofreading” rica etmek, yazılarınızı profesyonelleştirmek için çok iyi olacaktır.
- İlgi ve bilgi alanınızdaki konularda yazmaya yoğunlaşmak: Yazınızın konusu, beraberinde birtakım terim, kavram vb. arka plan bilgisini gerektirecektir. Bu yüzden kendinizi hiçbir fikriniz olmayan konularda İngilizce yazılar yazmaya zorlamaktansa, zaten ana dilinizde de kendinizi iyi ifade edebildiğiniz, merakınızın bulunduğu veya işiniz sebebiyle tecrübe sahibi olduğunuz bir alanda yazmak, motivasyonu yüksek tutabilmenin yöntemlerinden biri.