Bu yazının birinci bölümüne şuradan ulaşabilirsiniz. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz 🙂
4. Kelimeleri eş, zıt anlamlı ve komşu kelimelerle beraber öğrenmek
Her yeni kelimeyle karşılaştığımızda bunu yapacak vaktimiz olmayabilir ama bu madde, dil çalışmak için ayırdığımız günlük rutin on beş dakika içerisinde yapabileceğimiz şeylerden biri. O gün ya da başka bir gün görüp not ettiğimiz kelimenin anlamına baktıktan sonra; eğer kelime sıfat ya da fiilse mevcut eş ve zıt anlamlılarına; isimse doğal olarak sadece eş anlamlılarına bakıp bunlardan kolayımıza gelen ya da hoşumuza giden birer tanesini o kelimeyle beraber öğrenmek. Örneğin kelimemiz “think” olsun. Önce Türkçe anlamına diyelim ki “Tureng” sözlüğünden hızlıca bakıyoruz. Sonra da mesela Collins Dictionary gibi İngilizce-İngilizce anlam veren bir siteden hem kelimenin İngilizce olarak nasıl tanımlandığına bakabiliriz; hem de tanımın altında yazan eş anlamlı kelimelere de göz aşinalığı kazanmış oluruz. Ayrıca Collins gibi sitelerde kelimenin cümle içerisindeki kullanımını görebilişimiz de çok iyi bir imkan. Burada anlatırken uzun gözüküyor ama elimiz alıştığında tüm bunları yapmak; bir kelimeyi bu şekilde inceleyip kelime defterimize de küçük notlar almak en fazla 5-7 dk sürer.
Zıt anlam için de Google’dan hızlıca bir arama yeterli olacaktır. Gelelim komşu kelimelere. Komşu kelimeyle kast ettiğim; o kelimeyle sıkça beraber kullanılan, ilintili diğer kelimeler. Yine “think” örneği üzerinden gidecek olursak; düşünme sürecini anlatan kelimeleri “think” kelimesinin etrafında öğrenmemiz mümkün. Bunu da bir şema ile gösterip bir sonraki maddemize geçelim.
5. Günlük yazmak veya kendimizle konuşmak
Deftere günlük tutma gün geçtikçe azalan bir uygulamaya dönüştü çünkü şimdi çoğumuz sadece kendimize özel olmayan, arkadaşlarımıza da açık dijital günlüklerimizle günlük tutma gereksinimini karşılıyoruz. Bu yüzden burada önerdiğim şey sosyal medyamızda ifade etmek istediklerimizi; öğreniyor olduğumuz dilde ifadeye uğraşmak. Başlangıçta cümle kurmak çok zor olabilir, bu yüzden işe hashtaglar ile başlanabilir. Bu yöntemle kendimize çektiğimiz fotoğraflarda sık bulunan konuların kelimelerini öğretebiliriz; cümle kurabilmeye başladığımızdaki mutluluk ise bambaşka bir şey.
Kendimizle konuşmak meselesi de şöyle: Mesela yürüyüş yapıyorsunuz ve etrafta ne konuştuğunuzu umursayacak kimse yok. Kulağınızda da kulaklık olduğunda zaten telefonla konuştuğunuzu zannedeceklerdir. 😁 Bir yandan yürürken bir yandan da geçirdiğiniz gününüzü kendinize İngilizce olarak anlatabilirsiniz. Ya da zihninizden geçen fikirleri, o anki hislerinizi öğrendiğiniz dilde ifade etmeye çalışabilir ya da yolda görüp ismini bildiğiniz şeyler hakkında ne kadar basit olduğunu umursamadan yorumlarda bulunabilir, bu sırada istediğiniz kadar gramer hatası yapabilirsiniz. Eğer öğrendiğimiz dil, yaşadığımız bölgede zaten kullanılan bir dilse belki bu gibi yöntemleri kullanma ihtiyacımız daha az olur ama durum öyle olmadığında, dışarıdan garip görünecek de olsa alternatif yolları denememiz gerekiyor.
6. Şarkılarla / karaoke ile kelime öğrenmek
Neredeyse hepimiz, doğduğumuzdan beri günlük hayatta sürekli olarak İngilizce şarkıları ya kendimiz dinliyor, ya da bir yerlerde duyuyoruz, hatta bazılarımız şarkı sözlerini de kasıtsızca ezberlemiş oluyor ama bunun kelime öğrenmeye katkısı olmayabiliyor. Çünkü merak edip sözlerine bakmıyoruz, çoğumuz şarkının kelimelerini umursamadan; dikkatimizi ritme veriyoruz. İngilizce şarkı dinlemenin kelime bilgisine katkı sağlaması için sözlerinin varsa çevirisine bakmak, yoksa profesyonel bir şekilde olmasa da kendimiz anlayacağımız kadar bir çeviri yapabiliriz. Daha sonra da YouTube’da hazır olarak bulabileceğimiz karaoke videolarıyla şarkıyı kendimiz söylemeye çalışmak; hem özgüven hem de kelime bilgisini beraberinde getiren, dil öğrenmenin biraz zahmetli ama keyifli yollarından birisi.
7. Voscreen, Memrise gibi telefon uygulamaları kullanmak
İngilizce öğrenmek için onlarca telefon programı olduğunu biliyoruz fakat bunlardan en çok öne çıkanları Memrise, Voscreen, Duolingo gibi uygulamalar. Ayrıca maymun iştahlılıkla birçok uygulamayı kullanmaya başlamaktansa, bir veya en fazla 2-3 uygulamada devamlı olmak daha etkili olacaktır. Burada ismini sıraladığımız uygulamaları kısaca tanıtalım;
a) Voscreen: Film ya da şarkılardan alınan bir veya birkaç cümlelik kesitlerle ifade ve kelime öğrendiğiniz ücretsiz platform.
b) Memrise: Ücretli ve ücretsiz versiyonları bulunan, kelime ve ifade kalıplarını öğrenmeye yönelik; kurslarında çoğunlukla dil bilgisi içermeyen veya çok az miktarda içeren telefon uygulaması. Webden kullanmanız da mümkün. Memrise’ın birçok kullanıcısının bilmediği şöyle güzel bir özelliği var; hazır olan kurslardaki kelimeleri çalışabileceğiniz gibi, web sitesinde kendinize ayrı kurslar/kelime listeleri yaratabilir ve bu kelimeleri de çalışabilirsiniz.
c) Duolingo: Kelime, cümle ve dil bilgisi öğrenebileceğiniz bu uygulamayı da hem telefondan hem webden kullanabilirsiniz ve yine memrise gibi bu uygulamanın da ücretli ve ücretsiz versiyonu mevcut. Yalnız Memrise’ın aksine Duolingo’nun ücretli verisiyonunda değişen tek şey reklamların kalkması.